Prof. Dr. Mustafa Paç

Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Paç: “Bizde gizli işsizlik var. Biz şu an 30 cerrah olduk, 7 ameliyathanemiz var. 24 yataklı yoğun bakımımız var, günde 7 ile 10 kalp ameliyatı alabiliyoruz ve diğer cerrahlarımız oturuyor”

“Tıpta cerrahi ölüyor, dünyada da böyle, sebebi malpraktis! Hekimleri zor branşlardan caydırıyor. Kalp ve beyin cerrahisi en zor branşlar fakat günümüzde buna talep yok”

Türkiye’de, Sağlık Bakanlığının, 4 transplantasyonun da yapıldığı tek hastanesiyiz. Kalp, akciğer, böbrek ve karaciğer nakli…

Kalp cerrahıyım ve kalp transplantasyon sorumlusuyum. Kalp transplantasyonu ekip işidir; bizim ekibimiz şu an 40 kişiye ulaşıyor; asistanlar hariç 7 kalp cerrahı, 6 kardiyolog, 2 pediatrik kardiyolog, psikologlar, 4 anestezist, psikiyatrist, halkla ilişkiler uzmanı, sosyal çalışmacılarımız var.

Uluslar arası işler yaptığımız bu seviyeye elbette kolay gelmedik, Anglosakson ekolünü yakından izleyerek ve onları taklitle başladık; şimdi daha özgün işler yapıyoruz. En iyi operasyonların yapıldığı Amerika Birleşik Devletleridir. Ben orada, 1986 ve 1992-93’te eğitim gördüm, Harvard University ve Houston Baylor College’de aktif kalp nakli yapılırken bulundum ve edindiğim tecrübelerle bu konumumu sürdürüyorum.

Dr. Christiaan Barnard, kalp nakli yaptıktan çok kısa sonra bizde yapıldı. Kemal Bayazıt Hocamız Barnard’dan yaklaşık 4 ay sonra burada kalp nakli yaptı. Ama o yıllarda, bağışıklık baskılama sisteminin iyi olmaması nedeniyle, yapılan kalp nakilleri çok başarılı değildi. Ne zamanki 90’lı yıllarda bağışıklık sistemini vücuda zarar vermeden bastıracak ve doku reddini ortadan kaldıracak ilaç bulundu; ondan sonra tüm transplantasyonlar dünyada ivme kazandı.

Türkiye de bu konuda sınavını başarıyla verebiliyor diyebiliriz fakat ülkemizin ana problemi donör (verici) bulmadaki sorundur. Kalp yedeği olmayan bir organ… Biz ancak beyin ölümü olan kişiden kalp alabiliyoruz. Hastanın beyin fonksiyonları tamamen durduğunda, bu bir bitkisel hayat değil ama ilk 24 saate veya 48 saatte hastanın kaybedileceği kesin olduğunda, yani kalbi çalışıyor ama beyni iflas ettiğinde kalp nakli yapılabilir. İşte problem buradan başlıyor.

Bağışa Kişi Değil Ailesi Karar Veriyor

Doğu toplumlarında maalesef beyin ölümü olmuş birinin organ vermesinde sıkıntı var; Türkiye’de de bu var. Organ bağışlama bir yasayla geçerli; sizin önceden bağış yapmanız sorunu çözmüyor, beyin ölümü olduktan sonra ailenizin buna onay vermesi gerekiyor. Ailelerimiz buna sıcak bakmıyor. İspanya’nın  onda biri kadar organ bağışı yapılıyor bizde.

Çağ Giderek Bencilleşiyor

Türkiye genelinde Marmara, Ege, Akdeniz en fazla organ bağışı yapılan yerler ama İç Anadolu da en az yapıldığı yerler. Eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyle yakından ilgili bu konu! Mesela Avusturya’da ölü devletin demektir, izne gerek duyulmaz, beyin ölümü olan kişinin organları kolayca verilebiliyor ve dolayısıyla daha fazla organ bağışında bulunabiliyorlar.

Fransa’da geçtiğimiz günlerde böyle bir yasa çıkartılmak istendi ama yer yerinden oynadı, tepki gördü, kötü niyetli insanların da varlığı bir gerçek olduğu için bu yasa çıkartılamadı.

Çağ giderek bencilleşiyor, dünyada da transplantasyon azalıyor, 90’lardan sonra yükselen büyük ivme şimdi plato çizmiş durumda ve yavaş yavaş aşağı iniyor.

Beyin Ölümleri Çok İyi Takip Edilmeli

Sağlık Bakanlığı çok iyi bir organizasyon yaptı; her hastanede organ nakil koordinatörleri var. Beyin ölümü ekibinin sayısı, kolaylaştırıcı olsun diye, üçe indirildi. Tüm ülkede organ nakil ağı var ama sadece kalbi ele alacak olursak yıllık 100 sayısını tüm Türkiye’de aşamadık ki belki bu sene 70’e inecek. Buna karşın organ nakline ihtiyacı olan korkunç bir kitle var. Resmi rakamlara göre, kalpte kesin transplant endikasyonu konmuş 300-400 vaka var, sürekli değiştiği için kesin rakam veremiyorum. Bunlar kalp yetmezliği olup merkeze başvurup, transplant kararının konseyce çıktığı insanlar!

İlk sorunumuz donör bulmak, ikincisi de bu vericinin transplanta uygun hale getirilmesidir. Öte yandan donör vericisinin yaşarken iyi korunamaması nedeniyle biz ancak dörtte bir vericiden kalp alabiliyoruz.

Transplantasyonda vericiyi arttırmamız lazım, beyin ölümü olan kişilerin organının sağlıkla alınabilir halde olması lazım!

Bir kalbi aldıktan sonra 4 saat içinde hastaya takmamız lazım, böyle bir zaman sorunumuz da var, böbrek ve karaciğerde daha uzun olabiliyor. Bazen o kalp yoğun bakımda bozulabiliyor ve kullanılamaz hale gelebiliyor. Yoğun bakım ünitelerinin, beyin ölümlerini çok iyi takip etmeleri gerek.

Yapay kalbe eğilim gösteriyoruz, çünkü hastaya zaman kazandırıyor. Transplantasyona bazen da iyileşmeye köprü olabiliyor. Yapay kalple 10 yıl yaşayan hastalarımız var. Yılda ortalama 15 kalp nakli yapıyoruz ama 50’ye yakın yapay kalp takıyoruz.

Hangi kalbin kime uygun olduğunun birçok formülasyonu var; yaş kriterleri var, aynı kan gruplarından olması da önemli.

Kalp naklinde 10 yıllık yaşam yüzde 70’lere kadar çıktı. 5 yıllık yaşam yüzde 80’ler civarında…

Gelecekteki Ufuklar neler?

Kök hücre çalışmaları umut verici ama 10 yıl sonra daha çok şey konuşabiliriz. Tüm dünyada organ sıkıntısı olduğu için ölüden de kalp alıp takma yöntemleri var ama bunun yüz güldürücülüğü daha az. Uzun mesafelere kalbi nakledici yöntemler var, bunlar da gelecekte uygulanacak, süreden daha fazla kazanmamıza imkan verecek.

Bizde Gizli İşsizlik Var!

Kalp damar cerrah sayıları; OECD, Amerika Birleşik Devletleri normlarına göre kıyaslanıyor. 1500’ün üzerinde kalp cerrahı var, ABD’de de 3000 kalp cerrahı var; ABD’nin nüfusu 350 milyon, bizim nüfusumuz 80 milyon. 250 adet de kalp merkezi var. Bu sayılar Avrupa’nın 2 katı. 2 katı derken kaliteyi göz ardı ediyoruz. Cerrahlarımızın yarısı aktif kalp cerrahisi yapamıyor, bunların bir kısmı damar cerrahisi yapıyor, neden? Uygun merkezlerde çalışamadığı için. Yeterli eğitim alamadığı için ve sayı çok fazla olduğu için. Bizde gizli işsizlik var. Biz şu an 30 cerrah olduk, 7 ameliyathanemiz var. 24 yataklı yoğun bakımımız var, günde 7 ile 10 kalp ameliyatı alabiliyoruz ve diğer cerrahlarımız oturuyor.

Cerrahlarımızın sayısı yeterli ama zaman sayı değil kalite zamanı! 8 tane yan branş var, kalp cerrahisi bir derya…

Performans Sisteminin Garipliği

Branşımız genç hekimler tarafından çok da tercih edilir değil; çünkü performans sisteminin kendi içinde garipliği var, bir kalp cerrahı ile cildiye uzmanı aynı maaşı alıyor. Cerrahi ölüyor, dünyada da böyle, malpraktis dolayısıyla. Hekimleri zor branşlardan caydırıyor. Kalp ve beyin cerrahisi en zor branşlar fakat günümüzde buna talep yok, dolmuyor.