“Günümüzde böbrek tümörlerinin yarısını başka bir sebeple yapılan görüntülemede saptar hale geldik; bu da daha erken tanı ve pek çok hastada tam tedavi şansı veriyor”

“Günümüzde kalp hastalığının erken dönemde tanınmasında radyoloji en önemli görevi üstleniyor”

Türk Radyoloji Derneği (TRD) tarafından düzenlenen 39.Ulusal Radyoloji Kongresi-TÜRKRAD 2018 Antalya Kemer’de yapıldı. Bu yıl kongrenin iki ana konu başlığından birisi “Rastlantısal Lezyonlar”, diğeri ise “Radyolojik İzlem” olarak belirlendi. 

Tesadüfen Saptanan Lezyonlar ve İzlenecek Yol 

39.Ulusal Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Murat Danacı, açıklamasında, “Bu yıl kongrede ana konu olarak görüntülemede tesadüfen saptanan lezyonlar ve bunların takibinde izlenecek yolu tartışmayı uygun bulduk. Günümüzde farklı amaçlarla radyolojik görüntülemeler daha sık yapılmakta ve bunun sonucunda hastalarımızda hiçbir şikayet oluşturmamış pek çok lezyon tespit edilmektedir. Bu lezyonların bazıları tamamen önemsiz olup herhangi sağlık problemi oluşturmayacağı gibi bazıları erken dönem kanser dahil olmak üzere ciddi hastalıkların erken bulgusu olabilmektedir. Gerçek bir hasta örneği üzerinden durumu anlatmak gerekirse geçtiğimiz sonbaharda incir toplarken daldan düşüp belini inciten bir hastaya kemikleri görmek için bilgisayarlı tomografi incelemesi yapıldığında sağ böbreğinde hastada şikayet oluşturmayan erken evre bir böbrek tümörü saptadık. Bu örnek üzerinde devam edersek günümüzde böbrek tümörlerinin yarısını başka bir sebeple yapılan görüntülemede saptar hale geldik bu da daha erken tanı ve pek çok hastada tam tedavi şansı vermektedir. Erken tanı açısından bunlar önemli iken bazı hastalarımızda ise hiç bir önemi olmayan, hastalık yapmayan ve tedavi gerektirmeyen lezyonları saptadığımızda hastaya takip ya da ek görüntüleme ihtiyacı olabilmekte böylece hem sağlık giderlerinde, hem iş yükünde artış ve hastalarımızda ise stres ve kaygıya yol açabilmektedir. Bu önemli konuyu bu kongrede detaylı olarak tartışarak bilgilendirme ve yol haritası belirlemeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.

“Radyoloji, Kalp Hastalıklarının Erken Teşhisinde Önemli”

Türk Radyoloji Derneği Genel Sekreteri ve Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. Tuncay Hazırolan ise,

“Günümüzde kalp hastalığının erken dönemde tanınmasında radyoloji en önemli görevi üstlenmektedir. Koroner arterleri etkileyen ve uzun dönemde koroner arterde tıkanıklık ve kalp krizine neden olabilecek plaklar radyoloji bölümünde kasıktan girilmeden uygulanacak kardiyak bilgisayarlı tomografi tekniğiyle erken dönemde gösterilmektedir. Bu safhada yakalanan olgular sadece yaşam tarzı değişikliği ve ilaç kullanarak normal yaşamlarını sürdürmektedir. Kalp kasını etkileyen hastalıkların değerlendirilmesinde de kalp manyetik rezonans görüntüleme tetkiki kalp kasının bütün bölgelerinin değerlendirilmesini sağlamaktadır. Kalp manyetik rezonans görüntüleme tetkiki günümüzde kalp kası kasılmasını diğer bir ifade ile kalbin fonksiyonunu en iyi değerlendiren yöntemdir. Ülkemizde, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinin çoğunda ve çok sayıda özel hastanede kalp görüntülemesi yapabilecek düzeyde bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme cihazları bulunmaktadır. 

“Yapay Zeka, Hasta Yararına Büyük Umut Vadediyor”

Radyolojinin teknoloji çağından çok etkilendiğini vurgulayan Tıp Bilişimi Derneği Başkanı ve Türk Radyoloji Derneği üyesi Prof. Dr. Oğuz Dicle ise, yapay zekanın sağlık alanında büyük bir hızla çoğalan ve biriken dijital verilerin, hasta yararına hızlı ve en yararlı şekilde analizi için büyük umut vadettiğini bildirdi.

Yapay zeka konusundaki gelişmelerle iki farklı tartışmanın gündeme geldiğini aktaran Dicle, bunlardan ilkinin, yapay zeka sonrası radyologların yerlerini robotlara bırakacağı yönünde olduğunu dile getirdi.

Diğerinin de bu araçlar sayesinde zaman kazanacak radyologların, hastaları için daha nitelikli katkılar verebilecek konuma gelmeleri olduğunu anlatan Dicle, şunları kaydetti:

“Her iki görüşün de belirli oranda haklılık taşıdığı düşünülebilir. Ancak, konu etik ve sorumluluk perspektifinden ele alındığında, insan faktörünün karar süreçlerinden dışlanması olası değildir. Zira, duygulardan arınmış bir algoritmayla ortaya çıkacak sonuçların etik değerlerle çelişme olasılığı oldukça yüksektir. Yapay zeka, sağlık alanında, büyük bir hızla çoğalan ve biriken dijital verilerin, hasta yararına hızlı ve en yararlı şekilde analizi için büyük umut vadetmektedir.”