Türkiye’de yılda 163.500 civarında yeni kanser vakası teşhis ediliyor. Bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı söylenebilir. Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika’ya göre daha düşük!

Rahim ağzı kanseri her yıl dünyada 274.000’den fazla kadının ölümüne sebep oluyor ve gelişmiş ülkelerde kadınlar arasında görülen kanserler listesinde 2.sırada yer alıyor.

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği tarafından verilen bilgilere göre şu anda dünya genelinde 8.2 milyon insan kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunların 4 milyonu 30-69 yaş arasındaki yetişkinler… Bu 4 milyon ölüm önlenebilir kanserler arasında kabul ediliyor.

Dünya Kanser Günü olarak kabul edilen 4 Şubat’ın 2017 teması Sporu Desteklemek…

Dünya Kanser Kontrol Örgütü önceki dönem başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, “Dünyanın kansere karşı yapabileceği çok şey olduğunu, artık kanserin kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu, bu nedenle kanseri yenmek için yapılacakların Dünya Kanser Günü’nde “Yapabiliriz, Yapabilirim” sloganı ile özetlendiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Dr. Bekir Keskinkılıç ise “Yapabiliriz, Yapabilirim” sloganı ile ülkemizde kanserden korunma anlamında, tütün kontrolu, obezite kontrolü, tuz tüketiminin kontrol edilmesi, fiziksel aktivite ve egzersizin teşvik edilmesi, kanser kayıtları, kanser taramalarında başarılı programlar yürütülmektedir” dedi.

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın da “Kurumun 1947’den beri kanser kontrolünde yaptıklarının, bundan sonra yapabileceklerinin garantisi olduğunu” ifade etti.

İstatistikler Ne Diyor?

Ülkemizdeki en son resmi rakamlar değerlendirildiğinde bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve 67.200 kadının kanser teşhisi aldığı tahmin ediliyor. Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığı söylenebilir (Şekil 1).

Türkiye’de yılda 163.500 civarında yeni kanser vakası teşhis edilmektedir. Ülkemizde bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı söylenebilir. Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşüktür.

Erkeklerde Durum Nasıl?

Erkeklerde en sık görülen kanserler akciğer ve prostat kanseri iken tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemi önemini korumaya devam etmektedir (Şekil 2).

 Erkeklerde tütün ve tütün ürünlerine bağlı olarak gelişen 27.700 civarında vaka olduğu tahmin edilmektedir. Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde özellikle erkeklerde bu ürünlere bağlı olarak gelişen kanserlerin sıklığında azalan bir seyir görülmektedir (Şekil 3). Ancak bu azalma seyri, son yıllarda artan tütün kullanımı ile gelecek yıllardaki kanser istatistiklerinde artış seyrine dönüşebilir.

Kadınlarda Durum Nasıl?

Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir (Şekil 4). Bir yıl içinde yaklaşık 17.000 kadına meme kanseri teşhisi konulmuştur. Obeziteye bağlı olarak gelişen kanserlerlerin sayısı 6.000 civarında tahmin edilmektedir. Obezitenin etken olduğu kanserler daha çok kadınları etkilemektedir.

Hem erkeklerde hem de kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanseri üçüncü en sık görülen kanser türüdür. Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür.

 

Rahim Ağzı Kanseri ve Aşı Faktörü

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneğinin verdiği bilgilere göre ise, rahim ağzı kanseri her yıl dünyada 274.000’den fazla kadının ölümüne sebep oluyor ve gelişmiş ülkelerde kadınlar arasında görülen kanserler listesinde 2.sırada yer alıyor.

Rahim ağzı kanserinin risk faktörleri HPV enfeksiyonu, sigara, çok eşlilik, çok doğum, düşük eğitim düzeyi, erken yaşta cinsel ilişki, genital uçuk virüsü bulunması, vajinaya sık duş uygulanması, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların alınması, beslenme faktörleri ve genetik faktörler olarak sıralanabilir. Tüm bu risk faktörleri arasında HPV enfeksiyonu ana faktör olarak öne çıkıyor. Diğer risk faktörleri kanser gelişimi riskini artırarak kofaktör (yardımcı faktör) olarak etki gösteriyor

Bugün için tespit edilen 100 HPV tipinden en az 30 tanesi rahim ağzını enfekte ediyor.

Rahim ağzı kanserli hastalar incelendiğinde hastaların %96,6’sında HPV virüsü tespit ediliyor.  Rahim ağzı kanseri olmayan hastalarda ise bu oran sadece %15,6’. Yapılan araştırmalarda rahim ağzı kanserinde en sık HPV 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58 tipleri tespit ediliyor. Uluslararası kanser araştırma kurumunun(IARC) araştırmasında rahim ağzı kanserinde HPV 16 ve 18’in birlikteliği %70 oranında bulunmuştur. Ülkemizde ise HPV 16 ve 18’in toplam görülme oranı %75,4. Dokuzlu aşının ihtiva ettiği tip HPV virüslerinin rahim ağzı kanserinde görülme yüzdelerini toplayınca %88’ler civarına ulaşıyor.

Aşı Ne Kadar Koruyucu?

Doğal bağışıklığın yetersiz oluşu ve artan rahim ağzı kanser vakaları tüm dünyayı kalıcı bağışıklık sağlayan aşılar keşfetmeye yöneltmiştir.

Günümüzde kullanılan aşılar virüs benzeri parçacıklardan(VLP) oluşmaktadır. Virüsün genetik materyali aşının içinde yok ve hastalık yapma ihtimali yok.

Mevcut faz 3 çalışmalarına göre aşının kesin bilinen koruyuculuk süresi 8,5 yıldır. Sekiz yıl sonundaki antikor düzeyleri oldukça yüksektir. Sağlanan bağışıklık cevabının ne kadar devam edeceği ise şu anda bilinmemektedir, bunun için zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle ne zaman ek doz yapılacağı, hangi aralıklarla yapılacağı net değildir. Yapılan çalışmalarda 5. yılda yapılan ek doz ile uzun yıllar koruyuculuk sağlayacağı bulunmuştur, fakat günümüzde beşinci yıl tekrar doz önerilmemektedir.  İmmün belek çalışmaları ile yapılan matematik modellerinde ise koruyuculuğun 20 yıl devam edeceği öne sürülmektedir.

Avusturalya’da Aşı Başarısı

Avusturalya’da yapılan çalışmada 21 yaş altı genç kadınlarda izlenen genital siğil oranları aşılanmanın başladığı 2007’de %14’ler civarındayken 2011 yılının  ikinci yarısında sıfırlara yaklaşmıştır. Tabi bu başarıda Avusturalya hükümetinin hem kız hem erkeklerde aşıyı ulusal aşı programına koymasının etkisi gözden kaçırılmamalıdır. Erkeklerde genital siğil oranı ise %35 oranında azalmıştır. Onsekiz yaş altı kızlarda rahim ağzı kanser öncü lezyonlarında ise belirgin düşüş izlenmiş ve sıfırlara yaklaşmıştır. Yeni Zelanda verileri Avusturalya verilerine benzerdir. Kaliforniya’da ise 21 yaş altı kadınlarda genital siğil tanısı %0.94’ten %0.61’e düşmüştür. Belçika’da genç kadınlarda HPV 16/18 enfeksiyon oranları çok açık azalmıştır. Dünya çapında ikili aşı yapılmış 18644 kadının takip edildiği PATRICIA çalışmasında ise 35 aylık izlem sonrasında HPV16 ve 18 ilişkili rahim ağzı öncü lezyonlarında %92,9 azalma sağlanmıştır. Dörtlü aşıda ise 12167 hastanın takip edildiği FUTURE 2 çalışmasında HPV 16 ve 18’e karşı etkinlik %100 olarak bulunmuştur. Tüm Avrupa ülkelerinden benzer sonuçlar açıklanmaktadır.

Rahim ağzı kanser öncü lezyonlarının azaltmak ve rahim ağzı kanserlerinin%75’inde bulunan HPV 16 ve 18’i engellemek bizi rahim ağzı kanseri azalacaktır sonucuna ulaştıracaktır. Rahim ağzı kanseri yapan 9 virüse karşı bağışıklık sağlayan aşının kullanımı kanser olasılığının daha da düşürecektir.