ekran goruntusu 2021 05 24 152923
Prof. Dr. Jozef Kesecioğlu

“YOĞUN BAKIMDA HASTA, DİĞER UZMANLIK DALLARINDAN FARKLI OLARAK BİR BÜTÜN OLARAK TEDAVİ EDİLİR. MESELA GENEL CERRAH YAVAŞ YAVAŞ ORTADAN KALKIYOR, ONLAR DA KENDİ ARALARINDA UZMANLAŞIYORLAR. YOĞUN BAKIMDA DAHA GENELCİ BİR YAKLAŞIMIMIZ VAR. HASTAYI BİR BÜTÜN OLARAK TEDAVİ ETMEK ÖNEMLİDİR”

Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği (TÜYUD) tarafından 24 Mayıs 2021 tarihinde düzenlenen Türkiye’de Yoğun Bakımın Bugünü ve Yarını Başlıklı E-Sempozyumda, Avrupa Yoğun Bakım Derneği Başkanı Ve Hollanda Utrecht Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jozef Kesecioğlu’nu takdim eden Moderatör Prof. Dr. Arzu Topeli İskit şu bilgileri verdi:

“1989 yılında İstanbul’dan Hollanda’ya giden Prof. Dr. Kesecioğlu, İstanbul Üniversitesinde Anesteziyoloji ve Reanimasyon bölümünde öğretim üyesi idi; Hollanda’da anesteziyoloji ve yoğun bakım hekimliği, öğretim üyeliği yaptı ve 2002 yılında da Utrecht’te çok önemli bir görev verildi kendisine… Utrecht Üniversitesinde 4 yoğun bakımı birleştirdi ve uzun yıllar boyunca, geçtiğimiz seneye kadar bu bölümün başkanlığını yürüttü. Bildiğim kadarıyla da çok ödüllü bir yoğun bakım ünitesi inşa ettiler. Hocamız sadece üniversitede değil, Avrupa Yoğun Bakım Derneğinde de çok aktif; birçok komisyonunda yıllardır çalışıyor. En son 2018 – 2020 yılları arasında Avrupa Yoğun Bakım Derneğinin başkanlığını yürüttü. Bizim açımızdan gerçekten bir gurur kaynağıdır.”

Avrupa Yoğun bakım Derneği Başkanı ve Hollanda Utrecht Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jozef Kesecioğlu, Türkiye’de Yoğun Bakımın Bugünü ve Yarını Başlıklı E-Sempozyumdaki konuşmasında şunları kaydetti:

“Utrecht Üniversitesi hastanesini inşa ederken, Arzu Hocanın da söylediği gibi, 4 organizasyonu birleştirirken hastane yönetimine bir vizyon sunduk. Bu bizim önsezimizdi ve bu önsezimizde hastanın ‘hayatının kurtaran faktör organizasyondur’ dedik. Bunun çeşitli tecrübelerini edindim. Çünkü 41 yıllık meslek hayatımda 2 kez aynı şekilde bir reorganizasyona katıldım. Birinde dönemin kürsü başkanının yardımcısıydım; ikincisini ben kendim yönettim ve gördüğümüz şey şu oldu: Eğer organizasyon iyi hazırlanmışsa hastaların hayatı kurtuluyor ve yoğun bakım mortalitesi düşüyor… Bunu iki kez görme imkanım oldu. O nedenle tekrar belirtmek istiyorum; hastanın hayatını kurtaran faktör iyi bir organizasyondur ve hemen belirtmek istiyorum, bugün konumuz da bu zaten, iyi düzenlemiş bir organizasyon çalışan personelin memnuniyet derecesini ve motivasyonunu belirleyen en önemli unsurdur. Bunu söylemek istemememin sebebine gelirsem; bizim hekimlerimiz ve hemşirelerimiz zorluktan kaçmaz. Özellikle yoğun bakımla uğraşan arkadaşlarımız her türlü zorluğa katlanmasını bilirler; yeter ki hasta iyileşsin! Ama iyi bir organizasyon içinde çalışmayı isterler. Organizasyonun getirdiği karışıklıklarla uğraşmak istemezler. Uğraşmak gerekiyorsa da bundan pek memnun olmazlar.

“HASTANE ORGANİZASYONU İÇİNDE YOĞUN BAKIM BAĞIMSIZ VE DİĞER DEPARTMANLARA OLARAK EŞİT DÜZEYDE BİR DEPARTMAN OLARAK YER ALIR. BUNUN ÖNEMİ ÇOK FAZLA!”

Yoğun Bakımda Hasta Bir Bütün Olarak Görülür

Yoğun bakım multidisipliner bir yapıya sahiptir. Bu Avrupa Yoğun Bakım Derneği’nin de görüşüdür. Hasta, diğer uzmanlık dallarından farklı olarak bir bütün olarak tedavi edilir. Bunu söylemekteki amacım diğer uzmanlık alanlarıyla ilgili olarak mesela bir akciğer uzmanı akciğer üzerine uzmandır, bütün bilgisi onun üzerinedir; bir kardiyoloji uzmanı kalp üzerine donanımlıdır. Bunun dışında da artık görüyoruz ki bir kardiyolog yalnızca kalbin herşeyini değil orada da anjiyo yapan kardiyoloğumuz var, ritm üzerine uzmanlığı olan kardiyoloğumuz var. Mesela yavaş yavaş genel cerrah ortadan kalkıyor, onlar da kendi aralarında uzmanlaşıyorlar. Yoğun bakımda daha genelci bir yaklaşımımız var. Bunun nedeni de 72 saatin üzerinde yoğun bakımda kalan hasta, ilk alındığı problem ile ilgili olarak hastalığını devam ettirmiyor olabilir ama mesela kalp nedeniyle yoğun bakıma alınmış bir hastanın 2 – 3 gün sonra yavaş yavaş akciğer ve diğer organlarında da hastalık başlayabilir; bu nedenle yoğun bakımda hastayı bir bütün olarak tedavi etmek önemlidir.

“YOĞUN BAKIM, YOĞUN BAKIM UZMANLARI TARAFINDAN YÖNETİLİR VE YOĞUN BAKIMDA ÇALIŞAN HEKİMLERE HASTA BAKIMINDA TAM YETKİ VERİLİR. ‘TAM YETKİ VERİLİR’ DERKEN KASTIM; ÖZELLİKLE HASTA YATIRMA VE TABURCU ETME YETKİSİNİN YOĞUN BAKIM UZMANINDA OLMASIDIR”

Yoğun Bakım Bağımsız Departmandır

Hastane organizasyonu içinde yoğun bakım bağımsız ve diğer departmanlara olarak eşit düzeyde bir departman olarak yer alır. Bunun önemi çok fazladır. Yoğun bakım uzmanının değerinin anlaşılması açısından ve diğer kendi kadrosunun olması açısından gereken hemşire gerekse hekim açısında çok önemlidir.

Hem kendi görüşüm hem de Avrupa Yoğun Bakım Derneği’nin görüşüne göre, hastanelerde tek yoğun bakım organizasyonu olmalıdır. Tek eğitim programı olmalıdır. Eğitilen yoğun bakım uzmanı adayı, hangi departmanda çalışıyorsa onun program ile değil hastanenin programıyla eğitilmelidir. Bunu söylerken bir karışıklık olmasın; bir hastanede birden fazla yoğun bakım olabilir fakat tek organizasyon olması gereklidir. Organizasyonlar arasında güç mücadelesi yerine gücümüzü hasta bakımına ve eğitime yönelik kullanmamız son derece önemlidir.

Bir de olmaması gerekenlerden bahsedelim. Ayrı yoğun bakımlar ayrı bir organizasyon halinde çalıştığında farklı iş akışları, farklı lojistikler birbirleriyle temasları olmayan hekim ve hemşireler ve ülkeler arasında personel değişiminin olmaması şu anda verebileceğim birkaç örnektir. Maliyet etkinliği açısından negatif bir etki yaratmaktadır. Tek çatı altında olan yoğun bakım organizasyonlarında bu problemler çözülmüş ve maliyet etkinlik düzenlenmiş olmaktadır.

Hemen Her Kıtadan Üyelerimiz Var

Anabilim dallarının yoğun bakım uzmanlarına, kendi mesleklerine şekil verebilmeleri için serbestlik tanımaları çok önemlidir. Bu serbestlik tanındıktan sonra da yoğun bakım uzmanları birbirleri ile temasa geçip dışarıya karşı tek bir dille konuşurlar. Genel olarak kabul edilen yapılanma, çoğunlukla multidisiplinerdir; Avrupa Yoğun Bakım Derneği’nin politikası budur. Avrupa Yoğun Bakım Derneği, kurulduğu yer açısından Avrupa fakat dünya çapında üyeleri vardır; Asya, Amerika ve Afrika gibi hemen her kıtadan üyelerimiz vardır. Bu bizim vizyonumuzdur. Bu kadar farklı ana dalın üst dalı olması demek. Fazla sayıda branşın yoğun bakım olması da demek değildir! Çünkü branşlara baktığımızda branşların afilitesinin değişik olduğunu görürüz. Bazı branşlar son derece odaklaşmış bazı branşlarımız ise daha genel olarak hastayı bilen branşlardır. Buraya da bir tavan getirmek ve belirli bir sayının üstüne çıkmamak gereklidir.

Düzenli Bir Eğitim Programı

Motivasyona gelelim; genç arkadaşlarımızın motivasyonu… Düzenli bir eğitim programının olması çok önemlidir. Yoğun bakımda diğer branşlara karşıt olarak uzmanlaşma yerine genelci yaklaşım önem taşımaktadır. Hastanın bir bütün olarak tedavi için edilmesi açısından… Bunu söylerken belirli bir kişinin belirli bir uzmanlık alanı olmasında bir sakınca bulunmaz. Yani bunun olması mümkündür. Ama eğitim, hastayı bir bütün olarak görmelidir.

Yoğun bakım, yoğun bakım uzmanları tarafından yönetilir ve yoğun bakımda çalışan hekimlere hasta bakımında tam yetki verilir. ‘Tam yetki verilir’ derken kast ettiklerimiz; özellikle en azından hasta yatırma ve taburcu etme yetkisi yoğun bakım uzmanındadır. Kendisine bu konuda baskı yapılmaz; ‘şu hastayı alacaksın’ veya ‘bu hastayı alacaksın’ diye baskı yapılmaz. Hastanın tedavisinin birinci sorumlusu yoğun bakım uzmanıdır.

Koordinasyon ve Sorumluluk Yoğun Bakımcıda

Bunu derken bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Özellikle yoğun bakımın ilk yıllarında hani yoğun bakım kendisine bir kale inşa etti; bunun içine kimsenin girmesini istemiyor düşüncesi doğru değildir. Yoğun bakım herkese açıktır. Diğer bütün branşlara açıktır. Yalnız sorumluluğu ve koordinasyonu yoğun bakımcının elindedir. Yoğun bakımcı genelleşmiş bir tedavi yapıyor derken, örneğin bir yoğun bakım uzmanı hastanın enfeksiyonunu da takip edebilmek, tedavi edebilmek durumunda olması gerekir. Fakat karmaşık durumlarda 3 hafta hastanede yatmış, 4 hafta yoğun bakımda yatmış bir sürü dirençli bakterilere sahip bir hastada yoğun bakımcı tabii ki enfeksiyon hastalıkları uzmanını çağırır, onun da fikrini alır. Ama koordinasyon ve sorumluluğu yoğun bakımcıya ait olmalıdır.

“YOĞUN BAKIMA, TEDAVİ EDİLİP YOĞUN BAKIM TEDAVİSİNDEN SONRA YAŞAMA ÜMİDİ OLAN HASTALAR ALINIR. YOĞUN BAKIM UZMANINA DA ONUN BİLGİ VE BECERİSİNE DE SAYGI GÖSTERİLİR”

Tedavisi Mümkün Olmayan Hastalar!

Bir ana dal hekimi yoğun bakımcı olabilmek için eğitim alır ve bu eğitim sayesinde de yetkinlik kazanmış olur. Eğitimi yoksa gerektiği durumlarda yoğun bakım uzmanları ile birlikte çalışabilir ve yoğun bakım hizmetlerine destek olur. Sanıyorum geçtiğimiz 14- 15 ayda bunun örneklerini dünyanın her tarafında gördük. En önemli motivasyon olaylarından biri, altını çizerek söylüyorum, yoğun bakıma tedavisi mümkün olan hastaların yatırılıyor olmasıdır. Tedavisi mümkün olmayan hastalar yoğun bakıma yatırılmamalıdır. Örnek olarak bir akciğer kanserinin son dönemindeki hastaya yapılacak bir müdahale kalmamışsa hastanın maalesef vefatı gerçekleşir, solunumu durur. Bu bir yoğun bakıma alınma endikasyonu değildir ve yoğun bakıma o anda bakan meslektaşlarımıza bu hastaların alınması için baskı yapılmaması lazımdır. Yoğun bakıma, tedavi edilip yoğun bakım tedavisinden sonra yaşama ümidi olan hastalar alınır. Yoğun bakım uzmanına da onun bilgi ve becerisine de saygı gösterilir.

Yoğun Bakım Uzmanının Çalışma Şekli

Yoğun bakım uzmanı tercihen tam gün yoğun bakım görevlisidir. Fakat tabi ki bunun dünyanın her tarafından mümkün olmadığını biliyoruz. Fakat eğer yoğun bakım uzmanının çalıştığı organizasyon içinde başka bir işlevi varsa yoğun bakımda çalıştığı gün yalnız yoğun bakımla ilgili görev yapar. Yoksa sabah viziti yapıp ders yapıp, öğlen tekrar vizit yapıp akşam üzeri ameliyathaneye gidip tekrar geri gelmek… Bu yoğun bakım uzmanının çalışma şekli değildir. Yoğun bakım uzmanı yoğun bakımda çalışır ve yoğun bakım uzmanının maruz kaldığı ağır çalışma koşullarına bu dönemde çözüm aranması lazımdır. Yoğun bakım ağır bir iştir, yıpratıcı bir iştir ve bu konuda çözüm bulunması şarttır.

“TERCİH EDİLİRLİĞİN AZALMASI KONUSU ALMANYA’DA DA GÖRÜLÜYOR, ÇÜNKÜ NESİL DEĞİŞİYOR. GENÇLERİMİZ DAHA DEĞİŞİK BRANŞLARA GİTMEK İSTİYORLAR, MEŞAKKATİ DAHA AZ OLAN BRANŞLARI TERCİH EDİYORLAR”

Almanya’da da Yoğun Bakım Tercihi Az

Bizim Hollanda’da yaptıklarımız aslında Türkiye’dekinden çok farklı değil. Bu bir aşama olayı. Arada belki birkaç yıl fark var fakat bugün yaşadığınız zorlukların hemen hemen hepsini yıllar önce yaşadık. Türkiye’nin şu an gayet iyi bir yolda olması beni son derece memnun ediyor. Yapılacak şeyler var fakat altyapı gayet iyi ayarlanmış. Yoğun bakımcının gerekli bir hastane içinde gerekli bir şahsiyete kavuşması, gerekli saygıyı görmesi ve gerekli yerlerde de desteklenmesi herhalde şu anki önemli olaylardan biri! Genç arkadaşlarımızı teşvik etmek için buna ihtiyaç var. Tercih edilirliğin azalması konusu Almanya’da da görülüyor, çünkü nesil değişiyor. Gençlerimiz daha değişik branşlara gitmek istiyorlar, meşakkati daha az olan branşları tercih ediyorlar. Bu durumu biz de yaşamıştık. 5 – 6 yıl önce idi. Mesleği cazip duruma getirerek bu konular halledilebilir. Benim kanaatim, maddi açıdan değil fakat manevi açıdan da kişileri gerekli yerde gerekli pozisyonu vermekle bunlar düzenlenebilir. Yoğun bakımcıların da tek bir sesle konuşmaları ve isteklerini açık bir şekilde belirtmeleri çok önemli!”