ekran görüntüsü 2025 09 01 185010

Bayer, Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongresi bünyesinde yeni kardiyovasküler tedavilerine ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. “Kalp Yetmezliği Tedavisini Geliştirmek: Hasta Sonuçlarını İyileştirmek” temalı toplantıda Bayer’in kalp yetmezliği ve böbrek hastalıkları portföyünden en son klinik veriler aktarıldı. Alanında uzman doktorlar finerenone, vericiguat ve acoramidis üzerine sunumlar yaptı.

“Hastaları Kardiyovasküler Bakımda İlerlemenin Merkezine Koymak”, başlıklı ve HF, CKD ve ATTR-CM’nin küresel yükü ve karşılanmamış ihtiyaçları üzerine tartışma yürüten Bayer Küresel Ürün Stratejisi ve Ticarileştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve İlaç Liderlik Ekibi Üyesi Christine Roth, ATTR-CM kardiyomiyopatisi olan hastaların genellikle yetersiz veya yanlış teşhis edilen bir kalp yetmezliği türü yaşadığını ifade ederek ”Teşhisten sonra tedavi edilmezlerse, bu hastaların ortalama yaşam süreleri sadece 3 ila 5 yıl. Bu yılın başlarında, en yeni kardiyovasküler ilacımız (Beantra) için –  kalpteki amiloid protein birikiminin temel nedenini ele alan bir tedavi için – EMA (European Medicines Agency) onayı almaktan büyük gurur duyduk” diye konuştu.

adsız tasarım

Hassas İlaç Geliştirme

Christine Roth şöyle devam etti: “Şu anda ‘hassas ilaç geliştirme ve kardiyovasküler hastalık’ adını verdiğimiz bir yaklaşım benimsiyoruz. Bunun asıl anlamı, sürecin çok erken aşamalarında, hastalığın biyolojisini derinlemesine anlamaktır. Böylece, bu derinlemesine anlayışı, hastalığın ilerlemesinde belirli ilaç hedeflerine veya belirli klinik ortamlara karşı etkili olabilecek ilaçlar bulmak için kullanılabilecek noktalar bulmak için kullanabiliriz. Daha önce ilaçla tedavi edilemeyeceği düşünülen hedeflere ulaşmak için üçüncü parça, inovasyon motorlarımızdan biri olan AskBio. Aslında belirli bir kalp yetmezliği türü için bir gen tedavisi çözümü arıyor. Yani, elimizde birden fazla yöntem mevcut. Bir başka unsur ise Bayer’de devreye aldığımız inovasyon ekosistemi” dedi.

Böbrek ve Kardiyovasküler Olaylara Entegre Yaklaşım

Boston Brigham and Women’s Hastanesi Kardiyometabolik Uygulama Bilimi Merkezi Eş Direktörü ve Harvard Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muthiah Vaduganathan, “Böbrek ve Kardiyovasküler Olaylara Yönelik Entegre Yaklaşım: Finerenonun potansiyeli kardiyovasküler-böbrek metabolik hastalıkların örtüşmesinin araştırılması, FINEARTS-HF verileriyle LVEF ≥%40 olan HF’ye potansiyel yeni bir yaklaşım olarak finerenonun ve CKD ve tip 2 diyabette kardiyovasküler riskin azaltılmasındaki finerenonun rolü” başlıklı bir sunum yaptı. Prof. Dr. Muthiah Vaduganathan şunları kaydetti:

“Kardiyo-böbrek metabolizması için çok heyecan verici bir dönemdeyiz. Çünkü sadece bu durumların nasıl kesiştiği konusunda değil, aynı zamanda klinik pratikte bunları nasıl yönetebileceğimiz konusunda da yeni bilgiler edindik. Kronik böbrek hastalığı ve kalp yetmezliği, tarihsel olarak farklı klinik durumlar olarak kabul edilmiştir. Aslında, genellikle nefrologlar tarafından klinik olarak yönetilmişlerdir. Bugün, yeni bir paradigmamız var: kardiyo-böbrek metabolizması veya KKM. Bu, bu durumları tek ve birleşik bir varlıkta bir araya getiriyor ve bu varlıkları birlikte ele almamızı sağlayan bir tedavi yolu sunuyor. Araştırmalar gösteriyor ki temel klinik mesaj, hastaların erken dönemde finerinon ile kan basıncında bir miktar düşüş olsa dahi bu durum, tedaviyi erken kesmek veya durdurmak için bir sebep olmamalı. Çünkü bu, finerinon gibi bir ilacın uzun vadeli faydalarından yararlanmalarını engelleyecektir” dedi.

“Son 20-25 Yılda Kademeli İyileşme Var”

Dallas, Teksas Baylor Scott ve White Sağlık Kıdemli Başkan Yardımcısı, Maxwell A. ve Gayle H. Clampitt Araştırma Kürsüsü ve ABD, Mississippi Üniversitesi Tıp Fakültesinde görev yapan Prof. Dr. Javed Butler, vericiguat tedavi seçeneğine ilişkin gelen bir soruya yanıt olarak ”Kalp yetmezliği olan hastalara ve temel risklerine bakarsanız, son 20-25 yılda sonuçlarda kademeli bir iyileşme gördük. Bakım standardı konusunda bile, iyileşme var. Kabul edilemez derecede yüksek bir hastaneye yatış ve ölüm oranı vardı başlangıçta. Oysa şimdi elimizde Victor Victoria çalışmasından tüm hasta yelpazesinden elde edilen veriler var ve bu veriler ölüm oranlarında, hastaneye yatışlarda ve tüm nedenlere bağlı ölümlerde azalmalar olduğunu gösteriyor” dedi.


Oturumda ayrıca, Almanya, Charité, Berlin Sağlık Enstitüsü Kardiyovasküler Sistem Birimi Başkanı ve Kardiyak Rejenerasyon ve İmmünokardiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Carsten Tschöpe, TTR Stabilitesini Artırmak, Amiloidojenik Süreci Yavaşlatmak konulu bir sunum yaptı.