
Dr. Filiz Ak: “Ücretlendirme politikasının hekimler arası rekabeti ve ameliyathane kavgalarını teşvik etmesi, temel bilimler alanındaki uzmanları mağdur bırakması, öğretim üyelerinin tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimine daha az zaman ayırmasının beklenmesi gibi sonuçları vardır”
TTB tarafından düzenlenen Aralık 2022 tarihinde düzenlenen 28. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayına katılan TTB UDEK Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Filiz Ak Sağlık Bakanlığının Ek Ödeme Yönetmeliğinin çalışma hayatındaki karşılığına ilişkin şunları kaydetti:
“Sağlık Bakanlığının Ek Ödeme Yönetmeliği hekimlerin gelirlerinde bir miktar düzelme ve yoksulluk sınırından uzaklaşma özelliği taşıyor olsa da sonuç olarak emekliye yansımıyor. İzin, rapor, disiplin cezası gibi durumlardan etkileniyor. Ücretlendirme politikasının iş barışına verdiği zarar, puan üretimindeki ayrımcılık, hekimler arası rekabeti ve ameliyathane kavgalarını teşvik etmesi, temel bilimler alanındaki uzmanları mağdur bırakması, öğretim üyelerinin tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimine daha az zaman ayırmasının beklenmesi gibi sonuçları vardır. Sağlık Bakanlığı için çalışanlar ile üniversitede çalışanlar arasında ek ödemelerde fark bulunmaktadır.
Düzenlemeler Emekliliğe Yansımamaktadır
Dr. Filiz Ak: “Üniversite hastanesi ile Sağlık Bakanlığı afiliye hastaneler arasında ücret farklılıkları vardır. Üniversite kadrosunda uzmanlık öğrencileri Sağlık Bakanlığı eğitim araştırma hastanelerine gitmek istemektedir. Aynı dal için farklı hastanelerde farklı ödemeler yapılmaktadır”
Ek ödemesiz hekim maaşı düşüktür ve düzenlemeler emekliliğe yansımamaktadır. Bazı dallarda iyileşme görünür olsa da her dalda böyle değildir. Cerrahi dallarda iyileşme olmadığı hatta ek ödemelerde düşme olduğunu gösteren örnekler mevcuttur. Özel tanımlanmadığı için pek çok girişimin puan karşılığı bulunmamaktadır. Bazı uzmanlık dallarındaki girişimsel ve hasta için riskli olan işlemlerin, az risk oluşturan işlemlerden daha az puan getirdiği gözlemlenmektedir. Üniversite hastanesi ile Sağlık Bakanlığı afiliye hastaneler arasında ücret farklılıkları vardır. Üniversite kadrosunda uzmanlık öğrencileri Sağlık Bakanlığı eğitim araştırma hastanelerine gitmek istemektedir.
Farklı Hastanelerde Farklı Ödemeler
Dr. Filiz Ak: “Aynı dal için farklı hastanelerde farklı ödemeler yapılmaktadır. Aynı hastanede genel cerrahi fazla iken mikrobiyoloji daha düşük ek ödeme almaktadır. Biyokimya hastane gelirine katkı sağlayan branş olmasına rağmen bu durum hekimin ek ödemesine yansımamaktadır”
Aynı dal için farklı hastanelerde farklı ödemeler yapılmaktadır. Aynı hastanede genel cerrahi fazla iken mikrobiyoloji daha düşük ek ödeme almaktadır. Biyokimya hastane gelirine katkı sağlayan branş olmasına rağmen bu durum hekimin ek ödemesine yansımamaktadır. Yan dal uzmanlarına ilişkin düzenleme eksik bırakılmıştır. Afiliye hastanesi olmayan üniversitelerde gelir az, teşvik ek ödemeleri düşük olduğu için uzmanlık öğrencileri buradan ayrılmak istemektedir. Uzmanlık öğrencilerinin ve uzmanların puanı olmayan işlemlerdeki motivasyonları azalmıştır. Az riskli puan almak tercih edilmektedir.”
TTB İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esin Tuncay 28. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayında şunları kaydetti:
“Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 65 eğitim araştırma hastanesi ile 10 tıp fakültesinin katılımıyla ve yeterli altyapı, ön hazırlık süreci yaşanmaksızın kurulmuştur. Yükseköğretim Kurulundan bağımsız onun kural ve yönetmeliklerine uymayan bir çalışma düzeni mevcuttur. Hizmet hastanesi mi, eğitim ve araştırma hastanesi mi, tıp fakültesi hastanesi mi olduğu anlaşılamayan fakat hizmet ve kazanç anlayışının ağırlık kazandığı bir yapıdadır. Akademik kadrolar gerçek eğitim gereksinimi ve bilimsel kriterlere göre açılmamıştır. Kadro sayıları ihtiyaca göre belirlenmektedir. Aynı koşullarda çalışan ama üniversite kadrosunda olmadığı için farklı ücret ve Özlük haklarına sahip olanların haksızlığa uğradığı ve iş barışının zarar gördüğü bir çalışma ortamı vardır. Kadro bekleyenlerin varlığına rağmen perifer üniversitelerden veya kurum dışından akademik ünvanlı kişilerin atanmaları giderek artmaktadır. Eğitim gittikçe azalan sürelerde ve katılımcı sayısı ile eğiticinin vicdanını bırakılarak yapılmaktadır. Oysa köklü eğitim araştırma hastanelerinin çok azında, bunca zorluğa rağmen, eğitim ve hizmet sunumu hocaların özverili çabalarıyla sürdürülmektedir. Akademik çalışmalar giderek daha az döner sermayeye yansıtılmaktadır. Asistan tezleri ve araştırmalara burs desteği bulunamamaktadır. Ağır iş yükü, yıllık katılabilecekleri kongre ve seminer sayılarının sınırlanması nedeniyle bilimsel araştırma sayısı ve niteliği azalmıştır.