
“YOĞUN BAKIM BRANŞININ TERCİH EDİLİRLİĞİ 2017’DEN İTİBAREN AZALDI. BUNA EN ÖNEMLİ İKİ SEBEP; İNSANLAR GELECEKTE YOĞUN BAKIM UZMANLIĞININ KONUMUNU ÖNGÖREMİYORLAR VE YOĞUN BAKIM UZMANLARININ MOTİVASYON DÜŞÜKLÜĞÜNE NEDEN OLAN UYGULAMALAR SÖZ KONUSU”
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği tarafından 24 Mayıs 2021 tarihinde düzenlenen Türkiye’de Yoğun Bakımın Bugünü ve Yarını Başlıklı E-Sempozyumdaki sunumunda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Göksel Güven şunları kaydetti:
“Yoğun bakım uzmanı kimdir? Bunu tanımlamak isterim. Dünya Yoğun Bakım Federasyonuna göre yoğun bakım uzmanı, standart bir yoğun bakım eğitimi almış ve yoğun bakımlarda eğitimini tamamlamış tıp uzmanları olarak tanımlanıyor. İdeal olarak yoğun bakım dışında görevlendirmeleri yoktur ve zamanlarının büyük kısmını yoğun bakımlar içerisinde diğer yoğun bakım personeliyle birlikte geçirmektedirler ve hasta hakkında neredeyse tüm karar mekanizması yoğun bakım uzmanına aittir.
Yoğun bakım uzmanı neden önemlidir? Yoğun bakım ünitesinde yoğun bakım uzmanı bulunması verilen sağlık hizmetini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu konuda birçok çalışma yapılmıştır. En önemlisi de Critical Medicine’de 2013 yılında yayınlanan Meta Analizdir. Eğer bir yoğun bakım ünitesinde yoğun bakım uzmanı bulunuyorsa hasta mortalitesi belirgin şekilde azaldığını görüyoruz. Aynı zamanda yoğun bakım ünitesinde yoğun bakım uzmanı bulunuyorsa, hastanede ve yoğun bakım ünitesinde yatış süresi belirgin şekilde azalıyor. Prof. Dr. Arzu Topeli İskit ve Martin Tobin’in yaptığı bir diğer çalışmaya göre eğer yoğun bakım uzmanı yoğun bakım ünitesinde bulunuyorsa, hastaların hastalık şiddetinin artmasına rağmen mekanik ventilatör altında geçirdikleri süre kısalıyor. Yine Sağlık Bakanlığımızın teşvik ettiği bir model olan kapalı yoğun bakım ünitesi bulunması durumunda yoğun bakım mortalitesinin 5 kat azaldığını görüyoruz. Sadece hasta bakım kalitesi değil, Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre maliyet etkinlik konusunda da yoğun bakım uzmanının bulunmasının büyük önemi olduğunu görüyoruz. 6 ve 18 yatak kapasiteli yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım uzmanı görevlendirildiği durumda hastanenin yıllık net kazancı 0.5 ile 3.3 milyon dolar arasında artıyor ve hastanenin yatak kapasitesi ile bulunduğu bölgeye göre 13 milyon dolara kadar bu kazanç artabiliyor. Yoğun bakım uzmanının minimum 8 hasta maksimum da 15 hastadan sorumlu olması durumunda bu göstergelerin belirgin şekilde arttığını görüyoruz.
“TÜRKİYE’DE YOĞUN BAKIM YATAKLARI YAKLAŞIK 40 BİN CİVARINDA VE OLUMLU BİR GELİŞME OLARAK HER YIL YOĞUN BAKIM YATAKLARIMIZIN DA BELİRGİN ŞEKİLDE ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ. MESELA 2015 YILINDAN 2019 YILINA KADAR YÜZDE 25’LİK BİR ARTIŞ VAR”
Yoğun Bakım Yatak Sayısı
Türkiye’de ne durumdayız? Türkiye’de yoğun bakım yatakları yaklaşık 40 bin civarında ve olumlu bir gelişme olarak her yıl yoğun bakım yataklarımızın da belirgin şekilde arttığını görüyoruz. Mesela 2015 yılından 2019 yılına kadar yüzde 25’lik bir artış var. Avrupa ile kıyasladığımız zaman 100 bin kişi başına düşen yoğun bakım yatak sayısının 48 olduğunu görüyoruz ve Avrupa’da birinci sıradayız. Bizi Almanya ve Avusturya takip ediyor. Aslında mekanik ventilatörler konusunda da Prof. Dr. Arzu Topeli İskit’in bahsettiği gibi iyi bir konumdayız.
Yoğun Bakım Uzmanlık Eğitimi
Yoğun bakım uzmanlık eğitimi konusunda bazı sorunlarımız var. Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından 2012 yılında yoğun bakım uzmanlığı bir yan dal eğitim olarak kabul edildi ve standart bir eğitim modeli oluşturuldu. Bu eğitim modeline yan dal sınavı ile 6 ana dal branşı katılabiliyor; göğüs hastalıkları, dahiliye, anesteziyoloji, enfeksiyon hastalıkları, nöroloji ve genel cerrahi.
Yoğun Bakımın Tercih Edilme Oranı Düştü
Peki eğitim programında nasıl bir tehlike ile karşı karşıyayız? Aslında ilk 3 yıl hatta 4 yıla baktığınız zaman yoğun bakım kadroları neredeyse yüzde yüz oranında tercih edilmekteydi ve tüm kadrolar dolmaktaydı ancak 2017 yılından sonra dramatik şekilde yoğun bakımın tercih edilme oranı düştü. Branş bazında değerlendirdiğimiz zaman dahiliye, anestezi ve nöroloji bölümünde 2017 yılından sonra dramatik bir düşüş olduğu görüldü. Öncesinde neredeyse yüzde yüz bu branşın tercih edildiğini görüyoruz. Enfeksiyon hastalıkları, genel cerrahi gibi göğüs hastalıklarında da son dönemde neredeyse yoğun bakım kadrolarının hiç tercih edilmediğini görüyoruz. Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun yıllar içerisinde olumlu bir şekilde kadrolarımızı artırdığını ancak boş kalan kadroların da paralel düzeyde arttığını görüyoruz.
2020 yılında şöyle bir özelliği var: İç hastalıklar yan dal uzmanlık sınavı daha belli olmadı. Belli olduğu zaman boş olan kadroların daha da yüksek oranda boş kaldığını görmeyi öngörüyoruz.
“Bizim Yaşadığımız Sorun Daha Akut”
Peki şöyle bir soru gelebilir aklımıza: Beyin cerrahisi, kalp damar cerrahisi, acil uzmanlığı da belli sorunlar yaşıyor ve onlarda da tercih edilme oranı azalabiliyor. Ancak yoğun bakımda şöyle bir fark var: Bizim yaşadığımız sorun daha akut; tercih edilmeme durumu daha yeni bir şey ve bizim bu sorunumuz önlenebilir ve düzeltilebilir! Bu sorunların düzeltilmesi durumunda aslında yoğun bakım kadrolarının tekrar dolmaya başlayacağını düşünüyoruz.
“Yoğun Bakım Uzmanlığının Konumunu Öngöremiyoruz”
En önemli iki sebep; gelecekte yoğun bakım uzmanlığının konumunu öngörememek ve yoğun bakım uzmanlarının motivasyon düşüklüğüne neden olan uygulamalar ve müdahalelerin bulunması… Güncel olarak COVID-19 pandemisi ile birlikte yoğun bakımcılar gerçekten önemli görevler üstlendiler. Sadece kendi yoğun bakım ünitelerinde sorumlu olup iş gücü ile katkı sağlamak yerine diğer branş uzmanlarına da eğitim vererek hastalığın yönetiminde önemli görevler üstlendiler.”
Yoğun Bakımda Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Ülkemizde yoğun bakım alanında birçok avantaja sahibiz; genç, dinamik bir ekibimiz var; yatak kapasitemiz iyi; altyapı olanaklarımız gelişmiş durumda ve resmi yan dal uzmanlık eğitimi 10 yıldır veriliyor. Öte yandan sorunlarımız söz konusu…”




