forensic medicine specialist

“Birçok Çocuk İzlem Merkezinde (ÇİM), Kadın Destek Biriminde ve Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Adli Tıp uzmanı bulunmamaktadır veya yeterli sayıda değildir. Ayrıca ülkemizde ne yazık ki, nüfusu üç milyonun üzerindeki şehirler haricinde, gözaltı giriş ve çıkış muayeneleri adli tıp uzmanı olmayan hekimlerce yapılmaktadır”

Adli Tıp Uzmanları Derneği, adli tıp anabilim dallarında açılan araştırma görevlisi kadrolarının azaltılması ve adil dağıtılmamasına ilişkin yayımladığı bildirgede şunları kaydetti:

“Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalları, ilgili yasalar gereği gerek bilimsel çalışma gerek eğitim faaliyetleri yanı sıra resmi bilirkişi olarak da bulunduğu ilde önemli hizmetler sunmaktadır. Kişilerin ve dava dosyalarının Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gitmeden raporları mahalinde düzenlemekte, böylelikle adli makamlara sunulan hizmetlerin yanı sıra raporların mahalinde düzenlenmesi ile ülke ekonomisine de katkı sağlamaktadır.
Adli Tıp uzmanlık öğrencisi kadroları hakkında; Açıklanan TUS kadrolarının azaltılması, üniversite hastanelerindeki Adli Tıp Anabilim Dallarını çalışamaz hale getirmektedir. Adli Tıp uzmanlık öğrencisi kadrosu 2023 ilkbahar TUS’ unda 63, 2023 sonbahar TUS’ unda 59 iken, bu sayılar 2024 sonbahar TUS’ unda 21’e, 2025 ilkbahar TUS’ unda ise 24’e düşürülmüştür. Sağlık Bakanlığı yapılan planlamada Adli Tıp uzmanı ihtiyaçlarının kalmadığını, o nedenle uzun yıllar bu şekilde düşük sayıda uzmanlık öğrencisi kadrosu açacaklarını belirtmişlerdir.
Ancak bizim bilgilerimiz bu yönde değildir. Hala birçok Çocuk İzlem Merkezinde (ÇİM), Kadın Destek Biriminde ve Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Adli Tıp uzmanı bulunmamaktadır veya yeterli sayıda değildir. Ayrıca ülkemizde ne yazık ki, nüfusu üç milyonun üzerindeki şehirler haricinde, gözaltı giriş ve çıkış muayeneleri adli tıp uzmanı olmayan hekimlerce yapılmaktadır.

Kadroların yarısı Adli Tıp Kurumuna

İlan edilen az sayıdaki uzmanlık öğrencisi kadrolarının dağılımı da adaletli olmamıştır; hiçbir kritere uymayan şekilde dağıtım yapıldığı görülmektedir. TUS’ da açılan uzmanlık öğrencisi kadrolarının yarısının, bünyesinde yeterli sayıda Adli Tıp öğretim üyesi bulunmayan ve kuruluş amacı hizmet vermek olarak kurgulanan Adli Tıp Kurumuna (ATK) verilmesinin de mantıklı bir açıklaması yoktur. Bu durum uzmanlık öğrencisi hekimlerin eğitim yerine ATK içerisindeki hizmet yükünü azaltmada kullanıldığını akla getirmektedir. Bir hizmet kurumu olan ATK’ nın hizmetlerini, kuruluş amacına uygun olarak uzmanlar üzerinden sürdürmesi mantıklı olanıdır. Ayrıca Öğretim Üyesi başına düşen uzmanlık öğrencisi hekim sayısı yönünden de bir düzenleme olmadığı ortadadır. Uzmanlık öğrencisi sayısının dağılımları şu şekildedir; örneğin tek öğretim üyesi olan bir Anabilim Dalında 11 uzmanlık öğrencisi, bazı Anabilim Dallarına 6 Uzmanlık öğrencisi
kadrosu verilirken, bazı Anabilim Dallarında bir öğretim üyesi başına bir uzmanlık öğrencisi bile olmayabilmektedir.

Afiliye üniversitelere daha fazla kadro
Kadroların dağılımında afiliye üniversitelere daha fazla kadro verildiği, aynı uygulamanın kamu üniversitelerine yapılmadığı görülmektedir. TUS kadrolarını belirleyen Sağlık Bakanlığı kamu üniversitelerine negatif ayrımcılık yapmaktadır. Adli Tıp Uzmanları Derneği olarak, ileriye yönelik adli tıp uzman ihtiyacının hangi kriterlere göre belirlendiğinin açıklanmasını, Adli Tıp uzmanlık öğrencisi kadrolarının arttırılmasını, bundan sonra açılacak kadroların Üniversiteler (afiliye üniversiteler dâhil) ve ATK arasında eşit olarak, adil kriterlere göre (TUKMOS ve ATUYEK çekirdek eğitim müfredatında belirtildiği üzere öğretim üyesi sayısı dikkate alınarak, bilimsel çalışmayı, hizmeti ve eğitimi aksatmayacak şekilde) dağıtılmasını talep ediyoruz.”