Sağlık sisteminin nereye evrileceği, nasıl şekilleneceği, finanse edileceği her zaman merak ettiğimiz ve nabzını tuttuğumuz bir konu. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen The Future Healthcare İstanbul 2025 organizasyonu bu ve benzeri konulara ışık tutan oturumlara ev sahipliği yaptı. Etkinlikte, kişiye özel sağlık uygulamalarının çeşitli tür ve yöntemlerini hayatımıza yerleştiren Longevity kavramı üzerine de epeyi söz söylendi. Uzun ve sağlıklı yaşam arayışının mercek altına alındığı bu kavram hastalıktan ziyade uzun sağlıklı yaşamı irdeliyor. Türkiye nüfusunun küçük ve şanslı nüfusunun ulaşabileceği longevity kapsamında yer alan biyoteknolojik ürün ve hizmetlerle desteklenen iyi ve kaliteli yaşam önerileri sağlık sektörünün sıcak konuları arasında yer alıyor.

Piramidin en altında yer alan geniş kitlelere bakıldığında ise iyi beslenmek ve hastalıklardan korunmak bir yana sağlıklı gıdaya ve tedaviye ulaşmak bile epeyi güç!

Her 8 Kadından Birinin Kansere Yakalanma Riski Var

Meme kanseri farkındalık etkinlikleri kapsamında bilgi veren Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Başkanı (TTOD) Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, meme kanserinin, ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu ve 2022 yılında ülkemizde yaklaşık 25 bin kadına yeni meme kanseri tanısı konulduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Nuri Karadurmuş’un verdiği bilgilere göre “Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski bulunuyor. Meme kanseri birçok gelişmiş ülkede yaygın tarama yöntemleri ve toplumsal bilinç sayesinde erken evrelerde yakalanan bir kanser türü olarak yer alıyor.”

Genç Hastalar

Aynı etkinlikte yer alan Europa Donna Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Meme Kanseri Koalisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Violet Aroyo ise meme kanserinin 50 yaş üzeri kadınlarda daha sık görüldüğü düşünülse de daha erken dönemlerde ve daha genç kadınlarda da tespit edildiğini belirterek “Genç hastalar için tedaviden beklentiler de farklılaşıyor. Yenilikçi tedavi yöntemleri sayesinde evreden bağımsız olarak hastaların uzun yıllar sevdikleriyle kaliteli bir yaşam sürmesi mümkün hale gelebiliyor. Tüm bunların yanı sıra tedaviyi tamamlayıcı beslenme ve egzersiz programlarının hastanın kendini fiziksel ve ruhsal olarak daha iyi hissetmesine önemli katkı sağladığını gözlemliyoruz” diye konuştu.

Herkes için Longevity

Longevity hedefleri doğrultusunda; herkesin yeterli ve dengeli beslenebildiği, nitelikli sağlık hizmetlerine eşit ve ücretsiz şekilde erişebildiği, yenilikçi tedavi yöntemlerine ulaşabildiği kısaca sağlıklı ve kaliteli bir yaşamın gerektirdiği tüm koşulların hayatın her döneminde oluşturulabildiği bir sağlık sistemi kurulmalıdır. İyi ve sağlıklı bir ömür sürmenin koşulu sosyo-ekonominin izin verdiği ölçüde satın alınan ürün ve hizmetlerden ibaret olmamalıdır. Kamu tarafından iyi kurgulanmış bir sağlık hizmet organizasyonu ile yaşamın başından sonuna kadar ayırt etmeksizin herkese insanlık onuruna yakışır şekilde sağlık hizmeti sunmak mümkündür.